Yüksek Öğretim Kurulu, 01 Temmuz 2015 tarihli Yürütme Kurulu Toplantısında aldığı kararla İlahiyat Müfredatını değiştirdi. Artık Kur'an-Kerim her dönem, Arapça, Hadis, Fıkıh ve Tefsir Dersleri ise en az altı dönem okutulacak.
Yüksek Öğretim Kurulu, 01 Temmuz 2015 tarihli Yürütme Kurulu Toplantısında aldığı kararla İlahiyat Müfredatını değiştirdi. Artık Kur'an-Kerim her dönem, Arapça, Hadis, Fıkıh ve Tefsir Dersleri en az altı dönem okutulacak. Yüksek Öğretim Yürütme Kurulu, adı geçen tarihteki toplantısında İlahiyat Fakültelerinde yürütülmekte olan hazırlık sınıflarını gündeme aldı ve bu hazırlık sıfınlarının yeterliliklerini görüştü. B bu kapsamda, 6569 Sayılı Kanunun 28.maddesinde yer alan "Öğretim dili tamamen Türkçe olan programlarda mesleki yabancı dil dersleri dışında zorunlu yabancı dil hazırlık sınıfı açılamaz" hükmü gereği gerekli şartları sağlamaması nedeniyle hazırlık sınıfları kapatılan İlahiyat/İslami İlimler/ İslam ve Din Bilimleri/İlahiyat Bilimlerii ve Dini İlimler Fakülteleri ile hazırlık eğitimi devam eden fakültelerdeki öğrencilere dil yeterliliği ve alan uzmanlığı konusunda yetkinlik kazandırmak ve eğitim-öğretim kalitesinde bir zaafiyet oluşmasını engellemek amacıyla adı geen fakültelerde 2015-2016 eğitim-öğretim yılının başından uygulanmak üzere:
1) Arap Dili ve Belagatı, Tefsir, Hadis ve Fıkıh Derslerinin en az altı yarıyıla yayılarak okutulmasına
2) Kur'an-ı Kerim Okuma ve Tecvid Derslerinin halihazırda olduğu hal üzere her yarıyıla yayılarak okutulmasına karar verildi.
Yüksek Öğretim Yürütme Kurulunun bu kararı, 24 Temmuz 2015 tarih ve 41638 sayılı yazısı ile ilgili fakültelere gönderildi. Söz konusu fakültelerin bu Yök Yürütme Kurulu kararını bu dönem başı itibarıyla uygulamaları gerekiyor.
Ancak bu konuda görüşlerine başvurduğumuz İlahiyat Fakültesi öğretim üyeleri, hiçbir fakültenin müfredatı veya hangi dersin hargi dönemde okutulacağına Yüksek Öğretim Yürütme Kurulu karar vermezken, neden İlahiyat Fakültesi müfredatının Yüksek Öğretim Yürütme Kurulu tarafından belirlendiğini ve Arapça Dil Yeterliliklerini geliştirme amacı taşıyan böyle bir uygulamada aynı şekilde özü itibarıyla Arapça üzerine dayanan, Kelam, Tasavvuf ve Mezhepler tarihi derslerinin neden bu kapsamda değerlendirilmediğini merak ettiklerini dile getiriyorlar.